Ganalı Ressam Kojo Marfo’nun ‘Umudun Sınavı’ Sergisi İstanbul’da
Ganalı Ressam Kojo Marfo’nun ‘Umudun Sınavı’ başlıklı sergisi İstanbul’da sanatseverlerle buluştu. Eserlerinde Afrika’nın sosyal ve coğrafi dokusunu figüratif yollarla anlatan Marfo, doğup büyüdüğü coğrafyada önemli bir yere sahip olan anaerkil düzenin bir sonucu olarak eserlerinde sıklıkla kadın figürlerine yer vermektedir. Figürlerinde siyah beyaz renkleri kullanarak vitiligo hastası arkadaşını tasvir eden Marfo, aslında bu hastalığa karşı farkındalık yaratıyor. Küratörlüğünü Zeynep Öztürk’ün üstlendiği 12 eserden oluşan stant, 11 Mart tarihine kadar DG Art Project’te ziyaret edilebilecek.
Sanat gezisi için Amerika’dan Londra’ya kadar birçok yere giden Kojo Marfo’nun eserlerinde samimiyet, sevgi, evrensellik gibi unsurlar ön plana çıkıyor.
Marfo, eserlerinde Afrika’nın sosyal ve coğrafi dokusunu figüratif yollarla anlatmaya çalışıyor. Doğup büyüdüğü coğrafyada değerli bir yere sahip olan anaerkil sistemin bir sonucu olarak eserlerinde kadın figürlerine sıklıkla rastlanır. Bazen çocuklarına sımsıkı sarılan anneler, fiziksel bir dokunuşla birbirlerine bağlanan aile bireyleri, samimiyet duygusuyla harmanlanan kompozisyonlarda sevgi ve bağımlılık duygusu açıkça görülmektedir. Blok renklerin, güçlü form ve figürlerin, canlı renklerle tasvir edilen çiçekli başlıkların, kat kat boncuklu kolye takan figürlerin yer aldığı fotoğraflarda neşeli ve canlı bir kutlama atmosferi hakim.
Marfo, eserlerinde ‘Akan Doğurganlık Bebeği’ figürünü kullanmayı ihmal etmiyor ve sanatı, kültürel mirasını araştırmak ve toplumsal sorunlara ışık tutmak için bir araç olarak görüyor.
MARFO: UMUTLARI VE ZORLUKLARI YANSITAN
Serginin açılışına katılamayan ancak video bağlantısıyla görüşlerini aktaran Ressam Kojo Marfo, “‘Umudun Sınavı’ standı hayat yolculuğumuzu tanımlayan sevinçleri, umutları ve zorlukları yansıtıyor. Bu zorluklar ve amaçlar yatıyor Tüm varoluşumuzun temelinde yatan bu duruş hem benim hem de bu yolculukta tanıştığım bireylerin deneyimlerini temsil ediyor.” Kişisel deneyimlerini derinlemesine inceliyor. Bu hikayeleri paylaşarak amacım çoğu zaman tüm yükü kendi omuzlarında taşımak zorunda kalan bekar annelerin yüklerine ve güçlü yönlerine ışık tutmak; başarıya ve tatmine giden yolda karşılaştığımız engelleri daha doğru ve derinlemesine anlamamızı sağlamaktır. Sonuca baktığımızda bu duruş sadece bizim için değil, sevdiklerimiz için de geçerli. “Derin neşe ve tatmin sunmayı amaçlıyor” dedi.
‘TÜRK KÜLTÜRÜNÜ TANIYALIM’
Daha önce Türkiye’ye gitmediğini ancak kültürünü çok iyi tanıdığını belirten Marfo, ‘Çok sayıda Türk arkadaşım var ve Londra’da birçok Türk’le tanışıyorum. Türk kültürünü ve mutfağını çok iyi tanıyorum. Artık Türkiye’yi ziyaret etme zamanım geldi ve bu günü sabırsızlıkla bekliyorum. Sergimin aktarmayı amaçladığı karşılıklı anlayış ve ortak insanlık mesajlarını Türk halkının takdir edeceğini ve benimseyeceğini umuyorum. “Amacım çalışmalarımı inceleyen herkesin ortak zorluklarımızı ve engellerimizi görmesini sağlamaktır” dedi.
ÖZTÜRK: MATRİK BİR TOPLUMDAN GELİYOR, ANNESİNİN ETKİSİ ÇOK ÇOK
Serginin küratörü Zeynep Öztürk, DG Arka Galeri’de çok sayıda sanatçıyı ağırladıklarını ancak ilk kez yurt dışından bir sanatçının eserlerine ev sahipliği yaptıklarını belirterek, ‘Kojo Marfo Ganalı bir sanatçı. Çocukluğu Gana’da geçti, sonraki gençliği Amerika’daydı ve son durağı İngiltere’ydi. Aslında sanat hayatına İngiltere’de başladı. Kojo Marfo anaerkil bir toplumdan geliyor, anne etkisi çok fazla. Aslında bize pek de uzak olmayan bir sistem. Ataerkil olarak tanımladığımız kültürümüze rağmen çekirdek ailemizde aslında anaerkiliz. Kojo Marfo İngiltere’de yaşasa da tüm eserlerinde kendi kültürüne ait obje ve figürleri görüyoruz. Bu obje ve figürleri boyarken figürler ne kadar statik olursa renkler de o kadar canlı ve parlak olur, resim ve eserlere ritim katar. Kullanılan malzemeler, aksesuarlar, çiçekler; Aslında figürler çok basit ve sizinle doğrudan göz teması kuruyor. “Kültürünü yansıtan obje ve malzemeler kullandı” dedi.
‘HER RESİMDEN FARKLI BİR İŞ ÇIKACAK GİBİ.’
Sergide 12 eserin yer aldığını belirten Öztürk, ‘Sergide 12 eser var ama galeriye baktığımızda her tablodan farklı bir eser çıkacak gibi görünüyor. Her şey bitip yerleştirdiğimizde evet 12 eser var ama sanki 24 eser varmış gibi etkilendim. Kojo Marfo’nun fotoğraflarında her zaman bir anne figürü ve bir çocuk figürü vardır. Yan yana, birbirine yapışık, annelerinden hiç ayrılmayan çocuklar ya kucağına ya da yan tarafına konumlandırılıyor. Bunun nedeni elbette aile bağlarıdır. Bütün röportajlarını okuduğumda annesi, büyükannesi Kojo için çok etkili ve pahalı. Fotoğraflarının hepsini incelediğimde sanki Kojo Marfo’nun hikayesi, masalıymış gibi anlattım. “Bunun Kojo Marfo’nun hikayesi olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘İLK FEKSİYONUNDA, VİTİLİGO OLAN ARKADAŞINA DESTEK OLUYOR.’
Öztürk, eserlerinde çift rengin dikkat çektiğini belirterek, ‘Tüm eserlere baktığımızda dikkatimizi çeken en büyük detaylardan biri figürlerdeki biri siyah diğeri beyaz olan çift renktir. O kadar değerli bir detayla karşılaştım ki çok şaşırdım ve etkilendim. Kojo’nun vitiligo hastası bir arkadaşı var ve onu eğiterek ilk figürünü yaptı. Üzerinde çalışıp renklendirdikten sonra ortaya çıkan görüntüden etkilenir. Artık tüm figürlerinde farkındalık yaratarak vitiligo hastalığını anlatıyor. Türkiye’ye getirdiğimiz için mutluyum. Tüm Türkiye’nin bu çalışmaları yakından görmesi gerektiğini düşünüyorum. Kendisiyle çok geç tanıştığımızı düşünüyorum ama hikayesini dinlediğimde çok yeni bir sanatçı olduğunu öğreniyorum.
MALAT: TÜRKİYE’DE BİRÇOK İŞİ BİR ARAYA GETİRDİĞİM İÇİN ÇOK GURUR DUYUYORUM.
DG Art Project ile işbirliği yaparak eserlerin İstanbul’a getirilmesine katkıda bulunan JD Malat Gallery’nin sahibi Jean David Malat, ‘Kojo Marfo’nun bu sergisi için DG Art Project ile işbirliği yapmaktan mutluluk duyuyorum. Çok güzel bir sergi olduğunu düşünüyorum. Kojo Marfo’yu Türkiye’ye ben tanıttım diyemeyeceğim çünkü onun aslında Türkiye’de çok iyi tanındığını düşünüyorum. Bu yerleştirmelere diyeceğim, DG Art’ın burada özellikle taban ve yerleştirme konusunda çok güzel bir iş çıkardığını düşünüyorum. Bu kadar eseri Türkiye’de bir araya getirmekten büyük gurur duyuyorum. Bütün bu çalışmaların Kojo Marfo’nun yaşadığı ve dünya çapında gördüğümüz toplumsal sorunları yansıttığını düşünüyorum. Fotoğrafların her biri çok farklı çünkü doğup büyüdüğü ülke Gana’nın özel kültürel kıyafetlerini, çiçeklerini ve hayvanlarını yansıtıyor. Kojo Marfo da kendisi üzerine düşünmeyi seven, yaşadığı sorunları resimlerine yansıtan bir sanatçı. “Bu yüzden onların da çok benzersiz olduklarını düşünüyorum” dedi.
KOJO MARFO HAKKINDA
Kojo Marfo, 1980 yılında Gana’da doğdu ve çocukluğunu Gana’nın farklı bölgelerinde geçirdi. Dünyanın birçok yerindeki alışılagelmiş ataerkil sistemin tam tersi olan anaerkil sistemin hakim olduğu bir yerde büyüyen Marfo, eserlerinde Akan kültürünün ve Batı’da yaşadığı zorlukların bir yansımasını görmek istiyor. Gana’daki okul kütüphanesinde Batı sanatı ve Picasso ile tanışmasının, sanat anlayışının gelişmesinde büyük rol oynadığını belirten Marfo, çeşitli üslup ve teknikleriyle klasik Akan sanatına göndermeler yaparak eşitsizlikler, din, siyaset gibi toplumsal konulara vurgu yapıyor. sanatıyla insanlarla bağ kurarken eserlerinde de kullanıyor.